Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kümelenme toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, “Devleti yöneten kişi, mal varlığına yönelik eleştirilere karşı tek bir cümle bile kuramıyorsa, o kişi başına buyruktur” dedi. Kılıçdaroğlu, “Altılı Masa kurarım, gerekirse 16’lı Masa kurarım, Türkiye gün yüzüne çıkmasın diye değil” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları:
– Deprem felaketi yaşadık. 50.000’den fazla insan hayatını kaybetti. Kalbimiz hala o bölgede. Bu insanların barış içinde yaşamaları için hepimizin misyonları var.
– O bölgede yaşayanların faturalarının ertelenmesi için kararname çıkarıldı.
– Yıkılamayan ancak kısmen oturulabilir olan evlere faturalar gelmeye başladı. Depremi yaşayan en az 85 milyon kişiye moral olsun istedik.
– Kampanyalar açtık. Belediye başkanlarımız o bölgelere gitti. Bu faturalar artık gerçek değil.
– En azından yıl sonuna kadar ödeyebiliriz. Bunun için paramız yok diyecekler. Hayır efendim, paramız var. Türkiye Tek Yürek Kampanyası başlatıldı. Karınca kararınca herkes katkıda bulunmaya çalıştı. Söz verilen parayı ödeyeceklerini söylediler. Bu parayı kim ödemez?
-Acaba bu parayı vermeyenler beşerli çeteler mi? Hatırlarsanız şehitler için para da toplamışlardı. Nerede bu para, bu parayı kim ödemedi? Televizyona çıkıp parayı ödeyeceğinizi söyleyeceksiniz ve sonra ortadan kaybolacaksınız. Takip ediyor olacağız.
-Bir üzücü olay daha. Medya dediğimiz organ toplumun sesidir. Tatvan’da gazeteci Sinan Aygül. Bu gazeteci arkadaşımız bölgedeki bütün yolsuzlukları haber yapan bir gazetecidir. Vay canına, böyle bir haberi nasıl yaparsınız diye belediye başkanının savunmaları tarafından linç ediliyor.
Kendisini aradım ve geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bir tweetinde “Bana yapılan rezilliklerin sebeplerinden biri de geçen hafta yaptığım haberler.
-Bitmeyen bir hırsızın kiralık çetelere satmaya çalıştığı ihale bugün iptal edildi. Şimdiye kadar onu durduramadın. Bugünden sonra susup çalışmak sana düşmez. Susmayacağız, siz hırsızlar geri adım atacaksınız.
NUMAN KURTMUŞ’A ‘CAN ATALAY’ ÇAĞRISI
– Herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı milletvekili olmak isterse kanunlar vardır. Vatandaş oy verirse seçilir ve Parlamento’ya girer. 600 milletvekilinden Can Atalay seçimi kazandı, vekaletini aldı ama yemin edemiyor. Bu anayasaya aykırı. Meclis Başkanı’nı davet ettim. Tutuklu bir milletvekili seçilmesine rağmen meclise giremiyor ve yemin edemiyorsa sorun sizsiniz. Sayın Numan Kurtulmuş sizin asıl sorumluluğunuzdur.
– Gazeteciden konuştum. Bir gazete nasıl olur da cumhurbaşkanı seçilmemek için 3 milyona yakın reklam verir? Yeni Şafak gazetesinden bahsediyorum. Gazetenizi benim lehime yazmak zorunda değilsiniz, objektif olmalısınız. Benim seçilmemem için 3 milyona yakın para harcıyor.
– Sana o parayı kim verdi? Ben buradan Hazine ve Maliye Bakanını davet ediyorum, o parayı nereden bulmuşlar, ahlaklıysanız incelersiniz. Bir gazete böyle bir şey yapabilir mi? Tüm bilgilere sahibim. Dava edeceğim. Yeni Şafak gazetesinin bedelini bilsin istiyorum. Bu çok mu ahlaksız?
(Kalemini satan gazetecinin sözlerine eleştiri)Ben böyle bir tabir kullanmazdım.
– İstanbul bizim için ve dünya için değerli bir merkez. Hala İstanbul’a nasıl gidilir arayışı içerisindeyim. Daha düne kadar İstanbul’a ihanet ettik diye bir açıklaması var.
– İhanete devam etmek istiyor. Aç tavuk kendini darı ahırında gördü. Kimse endişelenmesin. Sultanahmet Camii’nin muhteşem yapısını bile kiraya verdiler. İstanbul’da beş kişilik çetelerin ve uyuşturucu baronlarının yaşadığını biliyoruz. Şimdi ahlakı hakim kılmaya çalışıyoruz.
-Minimum fiyat açıklandı. 11 bin 402 lira oldu. Bu rakam makul bir rakam mı? Beni şaşırtan Türk İş Lideri’nin buna hiç itiraz etmemiş olması. Önce işçinin hakkını ve hukukunu aramak sendikanın görevidir. Çok büyük zam yapmayın tamam dedik 15 bin lira. Bu da kabul edilmedi. Bundan dolayı personelin hakkını ve hukukunu aramak yine bize düştü.
‘TÜRKİYE’NİN İRADESİNİ SATMAK SORUMLULUK SORUNU’
-Yaşama sorunumuz var. Devletin haysiyetini koruyacaksın, devlet saygılı ve tedbirli olacak. Son cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy verenlere seslenmek istiyorum: Türkiye’nin gerçekten beka sorunu var.
-Devleti yöneten kişi, mal varlığına yapılan eleştirilere dair tek bir cümle bile kuramıyorsa, o kişiye el konulur.
– Devleti yöneten kişinin malı dışarıdadır. Biz bilmiyoruz ama onlar biliyorlar ve ‘Kızmayın mal varlığınızı ifşa edeceğiz’ diye tehdit ediyorlar. Tek bir cümle bile kurulamıyorsa hayatta kalma sorunu var demektir.
-Savaş meydanlarındaki zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi bağımsızlığınızı koruyamazsınız. Geçen hafta Genele hükümetin Duyunu dedim. Devleti uluslararası tefecilere teslim ettiyseniz ortada bir beka sorunu var demektir.
– Erdoğan döneminde her ay ödenen faiz 2 milyar 222 milyon 770 bin 872 dolar. Her gün ödenen faiz 73 milyon… Saat başına ödenen faiz 3 milyon. Yaşanabilirlik sorunu bu.
85 milyonunu uluslararası tefeciler için çalıştırdılar. Türkiye’nin iradesini satmak bir beka sorunudur. Türkiye’nin iradesi satıldı mı diyecekler.. Satıldı.
Kaşıkçı cinayeti, İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’nda işlendi. Bu ülke bağımsızsa, cinayet burada işlenmişse, davanın burada görülmesi gerekir. Ama bu yapılmadı. Türkiye’nin yargı iradesi paraya satıldı.
-Seçimler bitti. Uyuşturucu baronları aslında rahat. Ama bir de tefeciler var, ülkeler arasında tefeciler var. Türkiye’ye para vermiyorlar, faiz düşük diyorlar. Faizi yükselteceksin diyorlar. Erdoğan faiz oranlarını nasıl artıracak? Tükürdüğünü nasıl yalayacak? Yapma, Maliye Bakanını bulalım dediler.
-Amerika’dan birini Merkez Bankası’na getirdiniz. Yerel seçimlere kadar azar azar artırın. Erdoğan’a oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Dünyada hangi devlet dolar bazında yüzde 40 faiz veriyor. yapacaklarını göreceksiniz. Bu bir hayatta kalma sorunudur.
– Koskoca Merkez Bankası’nda bu işleri bilen birini bulamadınız mı? Onu buluyorlar ama uluslararası tefeciler onları istiyor. Yüzde 40 faiz almak istiyorlar. Peki ne oldu, ahlaka ne oldu? Hepsi geride kaldı. Hayatımda bu kadar ahlaksız ve ihanet eden bir siyaset görmedim.
