Bakan Bayraktar: Altın üretimi hedefi yıllık 100 ton
Türkiye’de ilk altın üretimi 2003 yılında başlarken, bugüne kadar toplamda 453 ton altın üretildi. 2022 yılındaki üretim ise 31 ton olarak kayıtlara geçti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İzmir’deki Bergama Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret ederek sanayicilerle görüştü.
Daha sonra Bergama Ticaret Odası’nda sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelen Bayraktar, buradaki konuşmasında, İzmir ve Bergama’nın enerji alanındaki önemine işaret etti.
Türkiye’nin altından kömüre birçok alanda bereketli topraklar üzerinde bulunduğunu ancak ülke ekonomisinin özellikle enerji ithalatı yönüyle cari açık verdiğini dile getiren Bayraktar, 2022’de enerji ithalatı tutarının yaklaşık 96,5 milyar dolar olduğunu söyledi.
‘Enerjide bağımsızlık’ mesajı
Bakan Bayraktar, şöyle devam etti: “2023’te bunu 70 milyar dolarlar seviyesine çektik ama 70 milyar dolar, 80 milyar dolar, 90 milyar dolar her sene enerji faturası ödeyerek maalesef bu cari açık problemini, döviz problemini ve nihai olarak enflasyon problemini çözme şansımız yok. Dolayısıyla bizim Türkiye’de, enerjide Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde ortaya koyduğumuz hedef şu; Türkiye’nin mutlaka bu cari açığı düşürecek, enerjide dışa bağımlılığı düşürecek ve nihai olarak önümüzdeki süreçte Türkiye’yi enerjide bağımsız kılacak, kendi kendine yeten bir ülke haline getirecek politika ve projeleri hayata geçirmeye gayret ediyoruz. Bunun yolu Türkiye’nin kendi kaynaklarını kullanmasından geçiyor. Başta yenilenebilir olmak üzere, yani bizim hamdolsun güneşimiz, rüzgarımız, jeotermalimiz, dolayısıyla bu kaynaklarımızı mutlaka ekonomiye kazandırmamız lazım. İkinci husus mutlaka Türkiye’nin kendi doğal gazını, petrolünü bulması gerekiyor. Bütün izlediğimiz politikalar, yaptığımız faaliyetler bu doğrultuda.”
‘Yenilenebilirde çok büyük hedef koyduk önümüze’
Karadeniz’de çok önemli bir gaz keşfi yapıldığını, üretimi hızlı bir şekilde artırmayı hedeflediklerini belirten Bayraktar, hane halkı doğal gaz ihtiyacını yerli kaynaklardan sağlama hedefiyle çalıştıklarını bildirdi.
Türkiye’nin petrol keşiflerine de değinen Bayraktar, daha önce adı terörle anılan Gabar’da Türkiye’nin en kaliteli petrolünün üretildiğini söyledi.
Bakan Bayraktar, petrol, doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarını hayata geçirirken yerli ekipman kullanılmasının önemine dikkati çekerek şunları ifade etti:
“Bugün Türkiye’de 12 bin megavatın üzerinde rüzgar kurulu gücümüz var. Dolayısıyla bu rüzgarı aynı zamanda elektriğe, enerjiye dönüştürürken ekipmanları da üretmek, dolayısıyla böyle bir ekosistem, böyle bir endüstri, böyle bir istihdama katkı sağlayabilecek alanı da açmak istedik. Onun için bizim yerli ekipman destek mekanizmamız var. Çünkü yenilenebilirde çok büyük hedef koyduk önümüze. Dedik ki Türkiye şu anda dünyada 12’inci sırada güneş ve rüzgarda. Avrupa’da 5’nci sıradayız. Ama bu yer bizim için yeterli değil. Çünkü ülkemizin bu açıdan çok büyük bir potansiyeli var. Her yıl biz 5 bin megavat güneş ve rüzgar (enerjisi santrali) yapmak zorundayız. Kanadını, kulesini üreten, güneş panelini üreten bir ülke olmamız lazım. Türkiye’nin bu anlamda gideceği ciddi bir yol var.”
Altın üretiminde hedef, yıllık 100 ton
Türkiye’nin çok yoğun altın ithalatı yapan bir ülke olduğunu, altın madenciliğindeki potansiyelin de daha iyi kullanılması gerektiğini söyleyen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Altın üretimimizi mutlaka yıllık en az 100 tonlara çıkarmamız gerekiyor önümüzdeki 5 yıl içinde. Bunu yapabilmek için elbette ki insandan, insan sağlığından vazgeçmeden ve bunu önceleyerek, çevreyi önceleyerek yatırımları yapmamız lazım. Özellikle madencilik sektöründe çalışan arkadaşlarımızdan bunu tekrar istirham ediyorum bu toplantı vesilesiyle. Değerli arkadaşlar, iş sağlığı ve güvenliğinden asla taviz vermeden, asla riske etmeden, mutlaka işletmelerimizi doğru işleteceğiz. Çünkü çok yakın bir zamanda bir kaza yaşadık biliyorsunuz Erzincan İliç’te. Dolayısıyla asla bunları istemiyoruz. Biz bu anlamda denetimlerimizi daha da sıklaştıracağız ama esas iş sizlere düşüyor. İşletme sahiplerine, işletmecilere, orada çalışanlara düşüyor. Dolayısıyla güvenli madencilik, çevreyle uyumlu madencilik diyoruz. Bu anlamda da ülkemiz maden açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Ama bunları doğru şekilde, sorumlu şekilde ekonomimize kazandırmamız lazım. Bunu yaptığımız zaman Türkiye daha güçlü bir ülke olacak, daha güçlü bir ekonomimiz olacak.”